Dr. Adnan Adıvar Jön Türklerdendi. Mason'du, Milli Mücadele'de milletvekiliydi. Sağlık Bakanlığı yaptı. Türkiye'de bilim tarihi alanında tetkikleri vardır. Dinî efkâr ve i'tikâda hürmetkâr" Terakkiperver ırka kapandığında muhâkeme olundu. O bile materyalist (maddeci) bilime karşıydı!..

Dr. Adnan Adıvar'ın ölmeden bir yıl önce yayınladığı "Hakikat Peşinde" adlı bir kitabı, var. İçinde "Eski Bir Amerikan Duası" başlıklı bir yazı, İç Savaş sonrası Amerika'yı anlatıyor:

"Paranın satın alma gücü azalmış... Sûiistimal almış yürümüş. Ülkenin büyük şehirleri 'politikacılar zinciri' denilen grupların ellerine geçmişti. Onlar, politika üzerine öylesine inhisar kurmuşlardı ki, âdeta seçimlerin hiç mânâsı kalmamıştı. Zira kimin nereye seçileceği önceden biliniyordu. Soysuzlaşma öylesine kökleşmişti ki, adlî sistem de bu dejenerasyonun dışında kalamamış, skandallar almış başını gidiyordu..."

"Bu gidiş karşısında Amerikan halkı ümitsizliğe düşmemiş ve Politikacıların becerikli olmaları, namuslu olmaktan daha iyi değildir" demişti.

Ve o yıllarda Abraham Lincoln'un biyografisini yazan Jos Hoze Gilbert Holland bir duâ kaleme alır. Bu duâ halk tarafından benimsenir ve her yerde okunur. Aynen iktibas ediyoruz:

"Yâ Rabbi, bize yol gösterecek iyi insanlar ihsan eyle. Bu yaşadığımız zamanlar; güçlü kafalar, merhametli kalpler, hakiki iman ve mahir eller istiyor. Öyle insanlar istiyor ki; onlar, makam ve mevki karşısında şehevânî arzu ve ihtiraslar ile kendilerini yitirmesinler. Öyle insanlar istiyor ki; onlar, kendilerini makam mevki yağmasına kaptırmasınlar. Öyle insanlar istiyor ki onlar; fikir, düşünce ve irâde sahibi olsunlar; şeref ve haysiyetin ne demek olduğunu bilsinler, yalan söylemesinler..."

Ne dersiniz, bu hengâmda bizim milletimizin de böyle bir duaya ihtiyacı var mı, yok mu?