ALLÂHU YERHAMU SULTAN CEM

Rivâyet olunur ki, Şehzâde Cem'in bütün felâket ve gurbet günlerinde kendisine arkadaşlık eden, derdini anlamasa bile dinleyen bir tûtîsi (papağanı) var idi. Kimin öğrettiği belli değildir; ama Cem'in üzüldüğü her vakitte bu tûtî dile gelip, "Allah(u) yansur(u) Sultan Cem!" diye seslenir onu tesellî edermiş. Bilindiği gibi bu, "Allah Sultan Cem'e yardım etsin!" demektir.

Doğrusu Cem Sultan'ın Avrupa'da geçen ömrü içinde bu papağanın her gün birkaç kez bu duâyı tekrarlamış olması lâzımdır. Çünkü Cem'in gurbetlik ömrü baştan başa bu duâya muhtaç kederler içinde geçmiştir.

Cem Sultan'ın vefâtından sonra bir heyet onun metrûkâtını İstanbul'a getirir. Cem'in vefâlı tûtîsi de bu mîrâsın içindedir. Heyet, Topkapı Sarayı'ndaki bir dîvanda ve Sultan Bâyezid huzurunda metrûkât demirbaşlarını alâkalılara teslim ederken, tûtînin kafesinde kısa aralıklarla devamlı, "Allah(u) yerham(u) Sultan Cem!" Yani, Allah Sultan Cem'e rahmet eylesin! diye tekrarlaması pek hazin olmuştur.

Cem Sultan'ın na'şı tekbir ve tehlil sadâları arasında ebedî âlemin ilk durağı, dünya ile âhiret arasındaki berzaha götürülürken tûtînin billur sesi yine "Allah yerham Sultan Cem!" diye tekrarlıyor; tabutu taşıyan vakur yığınları hıçkırıklara boğuyordu.